Aramak

Her Konuşanı Değil İlmi Olanı Dinlemeli

Mübarek gün ve gecelerde, özellikle de Ramazan ayında televizyon ve sosyal medyada en çok karşılaştığımız şey dinî bilgiler, kıssa ve menkıbeler oluyor. Uzunca bir süredir kendini yalnız ve sahipsiz hisseden, boşluğa düşmüş insanlar için oldukça kıymetli şeyler bunlar. İbret almamızı, kendimizi sorguya çekmemizi, bilmediklerimizi öğrenmemizi sağlayan bu tür içerikler pek çok kişiyi tam da bu nedenle kendine çekiyor.

Sosyal ağlarda video çekip yayınlamanın yaygınlaşmasıyla, kitleleri cezbeden konularla ilgili paylaşımlar olağanüstü artmış durumda. Elbette hepsini toplayıp çöpe atmak insafsızlık olur. Aralarında faydalı olanlar da bulunuyor. Ancak gerçekle hayal ürününü birbirinden ayırt edecek altyapıya sahip olmayanlar için bu alan mayınlı araziye benziyor.

Israrla vurgulamamız gereken hakikatlerden ilki şu: Bilgi eksikliğimizi gidermenin en sağlıklı yolu okumak. Bilen birinin yönlendirmesiyle yapılacak okumalar, kulaktan dolma bilgilerden çok daha kalıcı ve tesirli oluyor. Bir de neyi, kimin ve nasıl söylediği önemli.

Popüler medyanın temel meselesi reyting yani maddi kazanç olunca birileri sırf daha fazla izlenmek için, ekrana takipçisi çok olanları çıkarmaya çalışıyor. Bu durum zaman zaman kitleleri büyük badirelere sürükleyebiliyor.

İkinci hakikat ise nitelikli bilginin değerini yitirdiği, doğru ya da yanlış, sesi en çok çıkanın sözlerinin muteber olduğu bir devirde yaşadığımız...

Bu sebeple ister istemez maruz kaldığımız medyatik hocaların söylediği her şeye sorgulamadan inanmak, Allah muhafaza zihnimizde ve gönlümüzde onulmaz itikadî yaralar açıyor.

Dini öğrenme hususunda hangi kanalı kullanırsak kullanalım, merhum Seyyid Muhammed Râşid kuddise sırruhû hazretlerinin şu sözü rehberimiz olmalı: “Siz dininizi beldenizde bulunan en büyük âlimlerden öğreniniz. Herkesten fetva sormayın. Çünkü memlekette fetva verecek kimse pek azdır.”

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy