Aramak

KIR ÇEŞMELERİ

Dedemin köydeki evinin yanında bir çeşmesi vardıben çocukken. O çeşme hâlâ var ama uzunzamandır akmıyor. Eskiden suyu kesilince dedem eline alet edevatını alır, suyun geldiği hattı takip eder, arızayı bulup tamir ederdi. Köydeysem dedeme ben de katılırdım. Alet edevatımız genellikle boruya ek yaparken genişletmek için kullandığı bir ağaç parçası ve ısıtmak için bir piknik tüpü olurdu. Bir de bıçak ve kürek... Sık sık kesilen suyu böyle kaç kere geri getirdi, hatırlamıyorum. Sonra, başka bir yere taşınınca o çeşmenin suyunu yeni eve getirmek için uğraştıysa da olmadı. Yıllar sonra, dedemin vefatının ardından büyük amcam o suyu bir kır çeşmesinden akıttı. Köyün dışındaki bu çeşmenin uzun süre aktığını biliyorum. Şimdi durumu nedir kim bilir. Köydeki her çeşmeden de su içilmiyor. Peki, niye varlar? Elbette hayvanlar için. Aslında dedemin çeşmesinin suyu da harikulade değildi. Onca emeğine rağmen sonradan vazgeçmesinin sebebi de buydu biraz. Köye şebeke suyu gelmeden evvel yine de kıymetliydi tabi. Bozkırın tam ortasındaki bir köyde çeşmeler yeterli olmayınca öyle her yerde bağ bahçe olmaz. Şebeke suyu bağlanıncaya kadar. Su varsa hayat var; şimdi neredeyse her evin yemyeşil bahçesi var. Köyün sularının çoğu tuzlu ve içilmeyecek halde ama bazı çeşmelerimiz o kadar tatlı ki! Piyasa sularından daha leziz, Allah’a hamdolsun. Yakın ilçeden insanlar gelip bidon bidon su taşıyorlar. Köyümüzde suyu çekilmiş değirmene dönen pek çok çeşme de var. Kimisi yerle yeksan, kimisi ise yıkıldı yıkılacak. Keşke eskilerin “sahibü’l-hayrât” dediği türden birisi çıksa da o çeşmeleri tekrar akıtsa. Suyu çıkarmak ve bir yerlere onu borularla taşımak kolay değil elbette. Getirip bir çeşmeden akıtmakla bitmiyor. Her arızasında ilgilenmek de gerek. Su nazlı. Yolunu değiştirir, kaybolur. Takibini, bakımını yapmak lazım. Bu sebeple bizim oralarda çeşme sahibi olmak kıymetlidir. İnsanımız eskiden beri çeşme yaptırıp gelip geçeni, kurdu kuşu sulamayı büyük bir hayır hizmeti olarak görür. Kimi kırda, kimi tarla kenarlarında, kimi yol üstünde, çoğu kim tarafından yapıldığı belli olmayan çeşmeler bulunur. Bu çeşmelerin kırda bayırda olanları genelliklehayvanların otladığı yerlerin yakınına yapılmıştır. Sadecebu hayvanlar değil. Kurt kuş, her türlü yabani hayvan da istifade eder. Bir şekilde yolu oralara düşmüş insanlar da... Bunların oluk ya da haft denilen ince, uzun ve derinliği fazla olmayan havuzları bulunur. Bu havuzlar suyla dolar. Çobanlar içi kirlendikçe bu havuzların tapalarını açıp suyunu boşaltır. Köyün içinde de buna benzer çeşmeler vardı. Ancak havuzları kırdakiler kadar azametli değildi. Çocukken serinlemek için az girmedik. Bu çeşme havuzlarında eğlenmenin verdiği zevkin şimdinin kaydıraklı büyük yüzme havuzlarında olmadığını söyleyebilirim. Yol kenarlarına yapılan çeşmeler hizmetlerin en güzellerindendir bana göre. Biraz da olsa köy hayatı yaşamış herkes uzun bir yolculuk sırasında durup nefesleneceği bir çeşme başı arar muhakkak. Gelip geçenin göreceği, durup su içeceği yol üstü çeşmelerin mimarisine biraz daha dikkat edilir. Üzerlerindeki kitabeler hep ilgimi çekmiştir. Kiminde der ki: “Şu çeşmeye bak su içecek tası yok / Yıkma insan kalbini / Yapacak ustası yok.” Ya da “Su diyor ki / Akar idim yabana / Çıkardılar meydana / Cennet mekân olsun / Abdest alıp namaz kılana.” Böyle şiirsel sözler... “Sahibü’l-hayrât ve’l-hasenât” diye başlayıp kimin, hangi tarihte yaptırdığı da yazar bazısında. Ama benim en çok hoşuma gidenleri isimsiz olanlarıdır. Hayrat sahiplerinin kendilerini gizlemeleri daha samimi gelir bana. Niyet okuyuculuğu yapıp isim yazanları zan altında bırakmak da istemem. Gerçek niyeti ancak Allah bilir. Böyle çeşmelerin en güzelleri yakınında bir mescid ve abdesthanesi olanlarıdır. Çeşmenin bânisinin imkânlarına göre boyutu değişir. Böyle yerler bana göre değme dinlenme tesislerinden yeğdir. Hele de üç beş ağaç ile gölgelendirilmişse... Çeşme yapmak hâlâ güzel bir hayır işi. Amel defterini kapattırmayan, sadaka-i câriye kabilinden bir sevap. Vakıf geleneğinin taşradaki tezahürüdür bu hizmetler. Ne diyelim, Allah bu hayrat sahiplerinden razı olsun.
Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy