İndirildiği aya kıymet katan, indirildiği geceyi bin aydan daha hayırlı kılan Kur’an-ı Kerim ile münasebetimiz nasıldır? Müminler için nur, rahmet ve hidayet kaynağı olan Müberra Kitabımız’ı ne kadar tanıyoruz?
Ramazan ayı “Kur’an ayı” olarak da bilinir. Ramazan ayının Kur’an-ı Kerim’le özdeşleşmesine sebep şu ayet-i kerimedir: “Ramazan ayı ki, Kur’an onda indirildi.”(Bakara 185)
Âlimlerin çoğunluğuna göre “kara’e” fiilinden türeyen “Kur’an” kelimesi, “okumak, toplamak ve açıklamak” anlamlarına gelir. Bu anlamlar içerisinde “okumak” yani “tilavet etmek” öne çıkar. İlk ayetin “ikra’/oku” olması, “kara’e” kökünün Kur’an-ı Kerim’de on yedi yerde “okuma” anlamında kullanılması ve Kur’an’ın çok okunmasına yönelik tavsiyeler bu görüşü desteklemektedir. (Şevkânî, İrşâdu’l-Fuhûl, I, 85-86; Zürkânî, Menâhil, I, 19)
Kur’an’ın terim anlamıyla ilgili olarak yapılan tanımlardan hareketle şöyle bir ortak tanım yapılmaktadır:
“Kur’an, Allah Tealâ tarafından, Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla, mahiyeti bilinmeyen bir şekilde (vahiy yoluyla), son peygamber Hz. Muhammed sallallahu aleyhi veselleme indirilen, mushaflarda yazılan, tevatürle nakledilen, okunmasıyla ibadet edilen, Fatiha suresiyle başlayıp Nas suresiyle sona eren, başkalarının benzerini getirmekten aciz kaldığı, Arapça mu’ciz bir kelamdır.”
Buna göre tanımda yer alan “vahiy yoluyla” ifadesi, Kur’an-ı Kerim’in ilahî kaynaklı olduğunu gösterir. “Hz. Muhammed sallallahu aleyhi veselleme indirilen” ifadesi, diğer semavî kitapları dışarıda bırakır. “Mushaflarda yazılan” ifadesi ise Kur’an-ı Kerim’den olmayan hiçbir kelamın mushafa girmediğine işaret eder. “Tevatürle nakledilen” ifadesiyle, günümüze kadar intikalinde hiçbir şüphenin bulunmadığına dikkat çekilir. “Okunmasıyla ibadet edilen” sözü ile Kur’an-ı Kerim’in mealinin, tefsirinin veya herhangi bir dildeki tercümesinin Kur’an olmadığı ve bunlarla ibadet edilemeyeceği da bilinir.
Kur’an-ı Kerim’in isimleri
Kur’an-ı Kerim’in birçok ismi ve sıfatı bulunmaktadır. Âlimler, Kur’an-ı Kerim’in özelliklerinden bahseden ayetlerden hareketle bu isim ve sıfatların elliden fazla olduğunu belirtmişlerdir. (Zerkeşî, el-Burhân, I, 273-276)
Kur’an-ı Kerim’de yer alan bu isim ve sıfatlardan bazıları şunlardır:
Beşîr/Nezîr
“(Kur’an) Müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat onların çoğu yüz çevirmiştir. Artık onlar işitmezler.” (Fussilet 4)
Beyân/Hidâyet/Öğüt
“Bu (Kur’an), insanlar için bir açıklama, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bir hidayet ve bir öğüttür.” (Ali İmrân 138)
Furkan
“Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı (hakkı bâtıldan ayıranı) indiren Allah’ın şanı yücedir.” (Furkân 1)
Hakîm
“Elif, Lâm, Mîm. İşte bunlar hikmet dolu Kitab’ın ayetleridir.” (Yûnus 1)
Hak
“İman edip sâlih amel işleyenlerin ve Muhammed’e indirilene –ki o Rablerinden gelen Hak’tır- inananların Allah günahlarını örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.” (Muhammed 2)
Nûr
“Ey İnsanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.” (Nisâ 174)
Şifâ/Rahmet
“Ey İnsanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi.” (Yûnus 57)
Zikir
“Şüphesiz o zikri (Kur’an’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.” (Hicr 9)
Kur’an-ı Kerim’in faziletleri
Kur’an-ı Kerim’in fazileti ve üstünlüğüne dair bilgiler yine Kur’an’ın kendisinde ve onun mübelliği olan Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin hadis-i şeriflerinde yer almaktadır. Neredeyse ayetlerin tamamı, Kur’an-ı Kerim’in üstünlüğüne işaret eder:
- Kur’an sözlerin en güzelidir. (Zümer 23)
- Allah’ın kelamıdır. (Tevbe 69)
- Karanlıktan aydınlığa çıkaran bir nurdur. (İbrahim 1; Ahzab 43)
- Benzerini meydana getirmekte insanların ve cinlerin aciz kaldığı mu’ciz bir kelamdır. (İsra 88)
- Dağların bile kendisini yüklenmekten kaçındığı ağır bir emanettir. (Haşr 21)
- Kadir gecesi örneğinde olduğu gibi dokunduğu her şeye kıymet ve bereket kazandıran mübarek bir kitaptır. (En‘am 155)
Rasul-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz çeşitli hadis-i şeriflerinde Kur’an-ı Kerim’in faziletine dikkat çeker. Bu hadis-i şerifler, hadis kitaplarının “Fezâilü’l-Kur’an” ve “Sevâbü’l-Kur’an” bölümlerinde yer alır. Hz. Ali radıyallahu anhın naklettiğine göre Allah Rasulü sallallahu aleyhi vesellem ileride zuhur edecek fitnelerden bahsetmiş, kendisine fitnelerden nasıl korunulacağının sorulması üzerine şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın kitabına sarılmakla... Çünkü onda sizden öncekilerin ve sizden sonrakilerin haberi, aranızdaki meselelerin hükmü vardır. O hak ile bâtılı birbirinde ayıran kesin bir hükümdür; saçma sapan bir söz değildir. Her kim zorbalık yaparak ondan uzaklaşırsa Allah onu perişan eder. Her kim de hidayeti ondan başkasında ararsa Allah onu sapıklığa düşürür. O, Allah’ın sağlam ipidir ve hikmet dolu sözleridir. Osırat-ı müstakîm’dir. O Kur’an, arzu ve isteklerin bozamadığı, dillerin karışıklığa düşüremediği, ilim adamlarının kendisinden doyamadığı, fazla tekrarlamakla eskimeyen ve bıkkınlık vermeyen, hayranlık veren yönleri bitip tükenmeyen bir kitaptır. Öyle ki, cinlerden bir gurup onu dinleyince şöyle demek mecburiyetinde kalmışlardır: ‘Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik ve ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi artık ortak koşmayacağız.’ (Cin 1-2). Ona dayanarak konuşan doğru söz söylemiştir. Onunla amel eden sevap kazanır, onunla hükmeden adaletli davranmış, ona davet eden doğru yola iletilmiş olur.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 14)
Kur’an-ı Kerim tilâveti
Yukarıda da ifade edildiği üzere Kur’an-ı Kerim, okunmasıyla ibadet edilen bir kelamdır. Zira müminlerin en önemli özelliklerinden biri de Kur’an’ı tilavet etmektir. Ayet-i kerimede Kur’an-ı Kerim tilaveti, namaz ve tasadduk gibi ibadetlerle beraber zikredilir:
“Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda infak edenler, asla zarar etmeyecek bir ticareti umabilirler.” (Fâtır 29)
Ayrıca ayet-i kerimede, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile imanın ziyadeleşmesi arasındaki bağ şöyle belirtilir:
“Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler.” (Enfâl 2)
Kur’an-ı Kerim’i tilavet etmenin faziletine dair rivayet edilen hadis-i şerifler hayli fazladır. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin konuyla ilgili beyanlarından birkaç tanesini arz etmek istiyoruz:
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir.” (Müslim, Müsâfirîn 252)
“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’an 21)
“Kim Kur’an-ı Kerim’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, ‘elif lâm mîm’ bir harftir demiyorum; elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 16)
“Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri Allah’ın kendisine Kur’an verdiği ve gece gündüz onunla meşgul olan kimse; diğeri Allah’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gündüz O’nun yolunda harcayan kimse.” (Buhârî, İlim 15)
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’an 18)
Bir hadis-i kudsîde Allâh Tealâ şöyle buyurur: “Kur’an-ı Kerim okumak ve beni zikretmek kimi meşgul eder, benden bir şey istemekten, geri bırakırsa, ben ona isteyenlere verdiğimden daha fazlasını veririm.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 25)
Ramazan Kur’an-ı Kerim ayıdır. Kur’an-ı Kerim’in indirildiği aydır. Bu ayın bereketine onunla hukukumuzu muhasebe etmeliyiz. Kur’an-ı Kerim’i, kurallarına uygun bir şekilde okuyabilmek için özel bir gayretin içerisine girmeliyiz. Her gün okumak suretiyle Kur’an-ı Kerim’i günlük ibadetimizin bir parçası haline getirmeliyiz. Çünkü Kur’an okumak, ahkâmıyla amel etmenin ve ahlâkıyla ahlaklanmanın ilk aşaması ve en önemli parçasıdır. Kur’an-ı Kerim ayında onunla bereketlenmek duasıyla...