Aramak

Kur’an-ı Kerim ve Biz

Gönderdiği peygamberi ve indirdiği kitabıyla insanlara büyük ihsanda bulunan Allah’a hamdolsun. O kitaba, bâtıl hiçbir şey yanaşamaz. O, sonsuz hikmet sahibi ve her türlü övgüye layık yüce Allah tarafından indirilmiştir. Ondaki kıssa ve haberlerle akıl sahiplerine ibret yolları açılmıştır. Onun açıkladığı hükümlerle, helâl ile haramı ayırmasıyla dosdoğru yolda gidiş apaçık ortaya çıkmıştır. O kitap ışık ve nurdur. Aldanıştan kurtuluş onunla gerçekleşir. Onda kalplerdeki manevi hastalıklara şifa vardır.

Ona iman eden herkes, hayırda muvaffak kılınır. Onunla konuşan herkes doğru söyler. Ona sımsıkı sarılan kimse hidayete ulaşır. Onunla amel eden kimse kurtulur.

Zâhirî edepler

Kur’an okuyan kimse abdestli olmalı, ayakta veya otururken edep ve sükûnet içinde bulunmalı, yaslanarak ve kibirli kimseler gibi oturmamalıdır.

Kur’an-ı Kerim’i çok veya az okuma konusunda farklı uygulamalar vardır. Haftada bir, ayda bir hatim gibi. Kişi imkânına göre tercihte bulunabilir. Fakat hiç yapılmaması gereken şey, kişinin kendisini Allah Kelâmı’ndan mahrum bırakmasıdır. Bu, insanın kendine yapabileceği büyük kötülüklerden biridir. Türlü ruhî sıkıntılar halinde etkileri görülür. Her gün bir sayfa da olsa okunmalı, Kur’an okumak günlük hayatın bir rutini olmalıdır. Okumayı bilmeyenler öğrenmeli, yaşı veya meşguliyeti bahane etmemelidir. Niyet ve karar olduğunda Cenâb-ı Mevlâ ona yardım edecek, daha yolun başında ilâhî ikramları hissedecektir.

Kur’an okuyan kimsenin, onu kendi duyacağı bir sesle okuması gerekir. Çünkü kıraat/okuma, sesi harflerle şekillendirmekten ibarettir; bunun için ses lazımdır. Gizli okumanın en alt sınırı dilin hareket etmesi, en üst sınırı ise sadece okuyanın kendisinin duymasıdır. Dili hareket ettirmeden zihninden geçirme şeklinde okumak yeterli sayılmaz. Kendisi duyamayacak bir sesle okuyuş kıraat değildir. Namazdaki kıraat için de hüküm böyledir. Açıktan okuma ise başkasının işiteceği bir sesle okumaktır.

Kur’an okumanın bâtınî edepleri

Bu edepler ondur.

1. Kelâmın özünü ve mahiyetini anlamak

Allah Teâlâ’nın insanlara nasıl bir iyilikte bulunduğuna bak ki, kelâmının manasını insanların anlayacağı dereceye indirmiştir. İlâhî kelâm sıfatı, beşer sıfatı olan harfler ve sesler vasıtası ile tecelli etmiştir. Çünkü insan kendi sıfatlarının aracılığı olmadan Allah Teâlâ’nın sıfatlarını anlamaktan acizdir. Eğer kelâmının yüceliği harflerin altında gizlenmeseydi, arş ve yer O’nun kelâmını dinlemeye güç yetiremez, nurunun tecellilerinin azametinden arş ile gök arasındaki her şey helâk olup giderdi. Allah Teâlâ’nın kelâmının azametini, ancak insan aklının anlayacağı misallerle anlamak mümkündür.

2. Tazim

Kur’an okuyan kimse, okumaya başlarken kalbinde kendisiyle konuşanın, yani Allah Teâlâ’nın azametini düşünmeli; okuduğu şeyin insan sözü olmadığını ve Allah Teâlâ’nın kelâmını okumanın son derece önemli bir iş olduğunu bilmelidir. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ona temiz olanlardan başkası dokunamaz (dokunmasın).” (Vâkıa 79)

3. Kalp huzuruna sahip olmak ve vesveseyi terk etmek

“Ey Yahya! Kitaba (Tevrat’a) bütün gücünle sarıl” (Meryem 12) ayetinin tefsirinde şöyle denilmiştir: “Yani bütün ciddiyetinle ve var gücünle ona sarıl.”

Ona ciddiyetle sarılmak, okurken sadece ona yönelmek ve düşüncesini başka şeylere vermemektir.

4. Tedebbür

Tedebbür, okuduğuna kalbin iştirakinin ötesinde bir şeydir. Çünkü okuyucu bazan Kur’an’ın dışında bir şey aklına getirmez. Fakat sadece Kur’an’ı kendinden dinlemekle yetinir, onunla amel etmez. Kur’an’ı okumaktan maksat, onunla amel ve tefekkür etmektir. Bunun için yavaş okuyuş (tertîl) istenmiştir. Çünkü zâhirde tertîl üzere okumak, bâtında düşünmeye imkân vermek içindir.

5. Tefehhüm

Bu, okuduğu her ayeti layık olduğu şekilde anlamaya çalışmaktır. Çünkü Kur’an-ı Kerim Allah Teâlâ’nın sıfatlarını, fiillerini, peygamberlerin hallerini, peygamberleri yalanlayanların âkıbetlerini, onların nasıl helâk edildiğini, ilâhî emirleri, yasakları, cenneti ve cehennemi konu etmekte ve anlatmaktadır.

6. Tehalli

Tehalli, hakiki okumaya mani olan şeylerden uzaklaşmaktır. Gerçekten insanların çoğu birçok sebeple ve kalplerine şeytanın çektiği perdeler yüzünden Kur’an’ın şaşırtıcı sırları onlara kapalı kalmıştır. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Eğer şeytanlar insanların kalplerini sarmasalardı onlar göklerin melekûtuna bakarlardı (göklerin sırlarını seyrederlerdi).” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/353)

7. Tahsis

Kur’an’daki bâtınî amellerden biri de okuyan kimsenin, Kur’an’daki bütün hitaplardan maksadın kendisi olduğunu kabul etmesidir. Bir emir veya yasak işittiğinde, yasaklanan ve emredilenin kendisi olduğunu düşünür. Bir müjde ve azap tehdidi işittiğinde de aynı şekilde bunların kendisine yapıldığını kabul eder.

8. Teessür

Okunan âyetlerin farklı tesirleriyle kalbinin müteessir olmasıdır. Bundan dolayı her bir anlama halinden kalbinde hüzün, korku, ümit ve ayrıca farklı bir hal ve vecd oluşur. Kur’an’a ve manalarına dair tam bir anlayışa eriştiğinde kalbinde hallerin en baskını haşyet, yani saygıyla mezcolmuş korku olur. Çünkü Kur’an ayetlerinde korku ve endişe galiptir.

9. Terakki

Bundan maksat, kelâmı kendinden değil, Allah Teâlâ’dan işitme derecesine yükselmektir. Kur’an okumanın dereceleri üçtür: En alt seviyesi: Kulun Allah Teâlâ’nın huzurunda Kur’an okuduğunu ve O’nun kendisine nazar ettiğini düşünmesidir. İkinci seviye: Kalbiyle Allah Teâlâ’yı müşahede etmesi, sanki Rabbi’nin onu gördüğünü, lütuflarıyla kendisine hitap ettiğini fark etmesidir. Üçüncü seviye: Kur’an okuyan kulun, ilâhî kelâmda kelâmın sahibini, kelimelerde ise ilâhî sıfatları görmesi; nefsine, kıraatine ve kendisine ihsan edilen nimetlere bakmamasıdır.

10. Teberrî

Bununla kastettiğim şey, Kur’an okuyanın kendisinde bir güç ve kuvvet görmekten, kendine kendisinden olarak bakmaktan ve onu temize çıkarmaktan tamamen uzaklaşmasıdır. Mesela kendisini cennetlikler ve sâlihler arasında görmemeli; aksine ona layık olarak yakîn ehlini ve sıddıkları görmeli, kendisini de onlara katması için Allah Teâlâ’ya yalvarmalıdır.

“Allahım! Kur’an’ın bereketine bana rahmet et. Onu bana rehber, nur, hidayet ve rahmet kıl. Allahım! Ondan unuttuklarımı bana hatırlat, bilmediklerimi bana öğret, bana gece gündüz onu okumayı nasip et ve onu benim lehime bir delil yap yâ Rabbe’l-âlemîn.” Âmin.

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy