Marmara depreminde hayatta kalanlar için hayat devam ediyor. Yaşanan bunca acı ve sıkıntının Allah’ın ecrinden başka telafisi yok elbette. Ama maddi mağduriyetlerin biraz olsun hafifletilmesi için depremzedelerin yapması gereken şeyler de var.Yüzyılın en büyük felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralananlara acil şifalar dileriz. Meydana gelen bütün maddi ve manevi zarardan dolayı da milletimize geçmiş olsun diyoruz. Felaket sonrası insanlarımızın üzerindeki metanet ve tevekkül bize has bir duygu. Aynı zamanda ilahi bir koruma. Bu ilahi koruma olmasa, eminim bir çok insan ya çıldırır, ya da isyan edip yolunu şaşırırdı. Ancak, bölge insanı şu anda uyarılmaz ve gerekenler yapılmaz ise, ikinci bir sarsıntı yaşamaları kaçınılmaz olacak.
Haklardan Yararlanmak İçin
Yapılacak resmi yardımlardan yararlanmak, ya da tazminat davası, ceza davası, idari dava gibi hukuki yollara başvurmak gerekiyorsa, öncelikle “depremzede” olduğunuzun tespit edilmesi gerekiyor. Afet bölgesinden, bölge dışına yoğun bir göç yaşanıyor. Göç eden ya da bölgede yaşamaya devam eden insanlar, adına kısaca “Afet Yasası” diyebileceğimiz kanunda öngörülen, iki aylık başvuru süresini kaçırdıklarında problem başlayacak. Süresi içinde başvurusunu yapanlar, çadır, prefabrik ev, konut, kira yardımı, karşılıksız yardım, kredi alma, SSK prim borçlarının ertelenmesi, vergi borçlarının ertelenmesi, dava açma gibi haklardan yararlanırken; diğer depremzedeler sırf süresinde başvuru yapmadıklarından bu haklardan istifade edememek gibi bir durumla karşılaştıklarında kanaatimizce “ikinci felaket” yaşanmaya başlanacak. İnsanların bu problemi yaşamamaları için acilen en yakın kriz masasına başvurup, kayıplarını dile getirerek tespit yaptırmaları ve depremzede belgesi almaları gerekiyor. Can kayıpları, yaralılar, ev ya da işyeri hasarları, SSK, Emekli Sandığı, Bağ Kur’lu olup olunmadığı, mülk sahibi ya da kiracı vs. gibi hususların, yapılacak tespitte ayrıntılı şekilde bildirilmesi gerekli. Bu ayrıntılı tespit ileride ciddi kolaylıklar sağlayacak.Evlat Edinme ve Koruyucu Ailelik
Diğer önemli bir konu, depremzede çocuklar. Annesini babasını birlikte ya da bunlardan birisini kaybetmiş çocuklar. Evlat edinmeyle olsun, koruyucu aile şeklinde olsun, halkımız bu çocuklara yoğun ilgi gösterdi. Öylesine ilgi gösterildi ki, yasal prosedürlerin hiçbiri akla gelmedi. Çocuk hırsızlarının arayıp bulamadığı bir ortam bir anda oluşuverdi. Masum, hayırsever insanlar ve vakıflar zan altında kaldılar. Çocuk hırsızı muamelesi görenler oldu. Hayırsever vatandaşlar ve kurumlar ayırt edilemedi. Gerçek çocuk hırsızları ise takip edilemedi. Tam bir keşmekeş yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Bu konuda da önerilerimiz olacak. Birincisi, evlat edinme hukuki bir müessese. Evlat edinmek isteyenler bu konuda tam bir araştırma yapmalı. Sonra tamamen idari ve yasal işlemleri yerine getirip evlat edinmeli. Koruyucu ailelik yeni bir konu. Evlat edinmeden çok farklı. Koruyucu ailelik, velisi (anne-baba) hayatta olan çocuklara yapılacak eğitim-öğretim, barınma, yeme-içme-giyim gibi tüm ihtiyaçların harcamalarının hayırsever bir aile tarafından karşılanmasıdır. Velisi olmayan çocuklar ancak evlat edinme yolu ile alınabilir. Bu da Çocuk Esirgeme Kurumu’na başvuru ile yapılır. Arkasından tabii ki mahkeme kararı gerekli. Koruyucu ailelik daha pratik ve yasal işlemleri daha az. Velinin yazılı izin vermesi yeterli. Son olarak bütün bu konularda yasal düzenleme yapma hazırlığı var hükümette. Bu düzenlemeler, işlemleri kolaylaştırmaya yönelik. İnşallah bir an önce çıkar ve mağdurlar sıcak yuvalara kavuşurlar. İnsanımızın bu deprem dolayısıyla bir kez daha kendini gösteren yardımlaşma ve merhamet duygusunun, hayata geçirilmesinin önündeki engeller inşallah bir an önce ortadan kalkar.