Aramak

Kuşatma Altında

Kuşatma Altında

İnsanlık tarihi boyunca günahın kendine bu kadar menfez bulduğu, hayatın neredeyse her alanına aktığı bir devir olmuş mudur? Eviyle, işiyle, kişinin ferdî hayatından kamusal alana kadar her yer günahın tasallutu altında. Hâkim kültürün asıl karakteri olan nefsanîliğe ve şeytanîliğe kapılmadan, en azından şahit olmadan bir gün geçirmek zor. Diğer taraftan yaygınlığı ya da din adına konuşan kimilerinin “yeni normaller” icat etme çabalarına rağmen işin mahiyeti değişmiyor; günah günahtır.

Tefekkür ehlimiz “içi boşalmış, sadece belli ibadetlerle psikolojik rahatlamaya indirgenmiş dindarlık”tan “mahremiyetin yıkımı”ndan, “kurulu ekonomik düzende harama düşmemenin imkânsızlığı”ndan söz ediyor. Umumi manzaraya bakınca haksız da değiller. Dünya artık ebediyyet mihverinde değil, para ve haz odağında dönüyor. Böyle olunca dinî hassasiyet sahibi çevrelerin de Cenab-ı Hakk’ın sınırlarını muhafazası, “tayyib ve tâhir” olanda kalmaları azami dikkat ve çaba istiyor.

Ve fakat niyet, dua ve gayretle “her zorlukta bir kolaylık” olduğunu da unutmamak lazıım. Cenab-ı Hakk’a yüzünü dönmüş kullar bu kolaylığın nicesine şahit oluyorlar. Şer görünen hallerin içinde ummadıkları hayırlar ve felah buluyorlar. Kulunu kendi haline bırakmayan, daima rahmetiyle kuşatan Rabbimiz’e hamdolsun.

Nereden başlamalı? Öncelikle günahı bilip tanımamız, kendi nefsanî temayüllerimizi bir tarafa bırakarak bildirileni “İşittik ve itaat ettik” tavrıyla kabullenmemiz gerekiyor. Yaşantımız, amelimiz ne olursa olsun, günah olarak tanımlanmış hususlar kendimize göre yorumlayıp kafamıza göre takılabileceğimiz şeyler değil. Onlar Âlemlerin Rabbi’nin koyduğu sınırlar. O sınırları her aşma hali O’na isyan, kendimize ve topluma ziyan anlamına geliyor.

Günahlar dünya ve ahiret sonuçları bakımından büyük ve küçük olarak tarif edilmiş. Fakat ilim ve irfan ehli Cenab-ı Hakk’ın sınırlarını aşmanın büyüğü küçüğü olmayacağını, müminin asıl halinin hepsinden kaçınmak için niyet ve gayret olduğunu söylüyor. Şu halde hatırlamak, usul ve üslubunca hatırlatmak gerekiyor. Dileriz elinizdeki sayımız bu hususta yardımcı olur.

Bu ay yine bu çerçevede “Boş İşlerin Terki” başlıklı hadis yazımızı dikkatle okumanızı tavsiye ederiz. “Namazla Miraç, Zekâtla Arınma” başlıklı tefsir yazımıza dikkatinizi çekelim. Kurban Bayramınızı tebrik eder, cümle dünya ahiret hayırlarına vesile olmasını niyaz ederiz.

Ağustos sayımızda buluşmak üzere inşallah...

SABAHATTİN AYDIN

saydin@semerkand.com

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy