Aramak

NASIHATLER

Bilmek Yeter mi? 11. yüzyılın meşhur sûfî âlimi İmam Gazâlî rahmetullahi aleyh “Eyyühe’l-Veled: Gençliğe Öğütler” isimli eserinde şöyle der: Ey Oğul! Hayırlı amellerden yana iflasa düşme. Güzel hallerden de eli boş kalma. Şuna kesinlikle inan ki, sadece ilim insanın elinden tutmaya, onu kurtarmaya yetmez. Şu misali düşün: Üzerinde diğer birçok silahla beraber on tane de keskin kılıç bulunan cesur bir savaşçıya, ıssız bir yerde, büyük bir aslan saldırsa ne yapmalıdır? Acaba bu yiğit adam elindeki silahları hiç kullanmadan o aslanı bertaraf edebilir mi? Hiç şüphe yok, adam harekete geçip silahlarını kullanmadan kurtulamaz. Aynen bunun gibi, bir adam da yüz bin ilmî mesele okuyup öğrense, fakat öğrendiği ile amel etmese bildikleri ona fayda vermez. Bu konuda şu misali de verebiliriz: Bir kimsenin yanında, yakalandığı şiddetli hastalığın ilacı bulunsa, fakat o kimse bu ilacı kullanmasa, sadece ilacı tanımak ve taşımakla hastalıktan kurtulması mümkün müdür? Tabii ki hayır! Bu konuda söylenmiş pek çok misal ve şiir vardır. Şayet sen yüz sene ilim okusan ve bin kitap yazsan, bilginle amel etmedikçe Allah Tealâ’nın rahmetini hak kazanamazsın. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur: • “İnsan için yalnızca çalışmasının (amelinin) karşılığı vardır.” (Necm 39) • “Her kim Rabbine kavuşmayı ümit ederse sâlih ameller işlesin...” (Kehf 110) • “Artık işlediklerinin (günahlarının) bir karşılığı olarak az gülsünler, çok ağlasınlar!” (Tevbe 82) • “İman edip sâlih amel işleyenlere gelince; işte onlar için bir ağırlanma yeri olarak Firdevs cennetlerinin konakları vardır. Orada ebedî kalacaklardır. Oradan hiç ayrılmak istemezler.” (Kehf 107-108) • “Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başkadır.” (Furkan 70) Ey Oğul! Nasihat, nefsin haram zevklerine uyarak onlardan tat alanlar için acıdır. Zira yasak edilen haram işler, onların kalplerine hoş gelir. Bu durum, özellikle nefsine üstünlük ve dünyalık elde etmek için çabalayan ilim talebelerinde sık görülür. Onlar amelsiz ilmin kurtuluşlarına yeteceğini, amele ihtiyaç olmayacağını zannederler. Rasulullah aleyhissalâtu vesselam bu konuda şöyle buyurmuşlardır: “Kıyamet gününde azabı en şiddetli olan kimse, Allah Tealâ’nın kendisini ilmiyle faydalandırmadığı (ilmiyle amel etmeyen) âlimdir.” (Beyhakî, Şuabu’l-İmân, nr. 1778; Taberânî, Mu’cemu’s-Sağîr, nr. 182-183) Anlatıldığına göre, Cüneyd-i Bağdâdî rahmetullahi aleyh, vefatından sonra bazı sâlihler tarafından rüyada görüldü. Kendisine, “Berzah âleminde durumun nasıldır?” diye sorulunca, “O faydasız yazılar ve konuşmalar yok olup gitti; yaldızlı sözlerden eser kalmadı. Burada faydasını gördüğümüz şey sadece gece yarısı kalkıp Allah için kıldığımız birkaç rekâtlık namaz.” diye cevap verdi.
Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy