Aramak

NASIL KONUŞMALI?

İmam Gazâlî rahmetullahi aleyh “İhyâu Ulûmi’d-Din” adlı eserinde konuşma âdâbı hususunda şu uyarıları yapar:

Senin en güzel halin, konuştuğun zaman dilini gıybet, dedikodu, yalan, tartışma gibi afetlerden korumandır. Bir de sana ve hiçbir müslümana asla zararı olmayacak mübah şeyleri konuşmandır. Fakat sen ihtiyacın olmayan, gereksiz kelimeler sarf edersen, onunla zamanını zayi etmiş olursun. Ayrıca konuştuklarının hesabını verirsin. Bir de değersiz olanla daha hayırlı olanı değiştirmiş olursun. Eğer konuşmaya harcadığın zamanı tefekkürde kullansaydın bu anlarda çoğu sana Allah Tealâ’nın rahmet tecellilerinden büyük ihsanlar açılabilirdi. Eğer Cenab-ı Hakk’ı “lâ ilâhe illallah” diyerek birleseydin, O’nu tesbih ve zikretseydin bu senin için daha hayırlı olurdu.

Öyle güzel sözler vardır ki onlar sebebiyle kula cennette köşk yapılır. Bir hazine alabilecekken onun yerine hiçbir fayda sağlamayacak bir saksı parçası alan kimse apaçık zarara uğrayanlardan olur. Bu, Allah Tealâ’yı zikretmeyi terk edip, her ne kadar günaha girmese bile, kendisine fayda sağlamayacak mübahla meşgul olan kimsenin misalidir. Bu kimse, Yüce Allah’ı zikretmekle elde edeceği büyük kârı yitirerek zarara uğramıştır. Şüphesiz müminin susması tefekkür, bakışı ibret, konuşması da zikir olmalıdır. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem böyle buyurmuştur.

Kulun sermayesi vakitleridir. Vakitlerini boş şeylere harcar ve âhiret sevabı elde etmezse gerçekten sermayesini zayi etmiş olur. Bunun için Allah Rasulü sallallahu aleyhi vesellem, “Mâlâyâniyi (kendisine bir fayda vermeyen söz ve işleri) terk etmek, kişinin dindarlığının güzelliğindendir.” (Tirmizî, nr. 2317; İbn Mâce, nr. 3976; Ahmed, Müsned, 1/201; Heysemî, ez-Zevâid, 8/19) buyurmuştur.

Tabiûn’dan Mücahid b. Cübeyr rahmetullahi aleyh der ki: “İbn Abbas radıyallahu anhın şöyle buyurduğunu işittim:

  • Seni ilgilendirmeyen şeyleri konuşma. Çünkü o gereksizdir ve bundan dolayı günaha düşmeyeceğimden de emin değilim. Yerini bulmadığın zaman seni ilgilendiren konuda da konuşma. Çünkü nice konuşanlar vardır ki, kendisini ilgilendiren konuyu yerinde söylemez, sonunda sıkıntıya düşer.
  • Yumuşak huylu ya da ahmak bile olsa hiç kimseyle tartışmaya girme. Çünkü yumuşak huylu olan sana kalbiyle buğzeder, ahmak ise diliyle eziyet verir.
  • Arkadaşın yanında yokken onu, senin hakkında söylediğinde hoşlanacağın sıfatlarla an. Arkadaşının senden affetmesi hoşuna gidecek şeyleri sen de ondan affet.
  • Arkadaşının hangi davranışı hoşuna gidiyorsa sen de ona öyle davran.
  • Yaptığı iyiliğe mükâfat alacağını, kötülüğe de ceza göreceğini bilen bir kimsenin ameli gibi amel et.” (İbn Ebi’d-Dünyâ, Kitâbü’s-Samt, nr. 114)

Lokman Hekim’e, “Senin hikmetin nedir?” diye sorulunca, şöyle demiştir: “Ben yapmam gerekmeyen şeyi sormam. Beni ilgilendirmeyen şeyin de peşine düşmem.” (Ahmed, Zühd, nr. 106; İbn Ebi’d-Dünyâ, Kitâbü’s-Samt, nr. 115)

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy