Aramak

Nasıl konuşmalı?

NASİHATLER

Yarım Elma Gönül Alma

Osmanlının son dönem müelliflerinden Mehmet Faik Bey “Saâdet-i Aile: Mutlu Yuva” isimli kitabında erkeğin hanımına karşı olması gereken tutumu hakkında şunları söyler:

Bir erkek, her türlü istek ve arzusunu kendisinden bekleyen ve kendisini kocasını mutlu etmeye adayan eşine ara sıra bazı hediyeler alarak gönlünü hoş etmelidir. Kadınlar alınan şeyin kıymetine bakmazlar. Yalnızca, “yâr beni ansın da bir çürük elma ile olsun” derler.

Bir erkeğin hali vakti müsait olmasa da bu durum, ufacık bir şeyle dahi olsa hatır sormaya, gönül almaya engel değildir. Bu kadarcık bir şey için bile acziyet gösterenler, böyle bir acizlik ve miskinlikle ne diye evlendiklerini düşünmelidirler.

Erkek, çoluk çocuğu ihmal ederek yalnızca kendini düşünmemelidir. Her türlü zevkini, sevincini ve hazzını evi ve ailesi içinde bulmalıdır. Eşi ve çocukları hakkında daima şefkat ve babalık hissi beslemelidir. Ailesinin kendi yüzünden rencide olmasını, kederlenmesini ve incinmesini asla reva görmemelidir. Hatta eşine zulmetme ihtimali olan kişilerin evlenmesi şer’an yasaklanmıştır.

Kadınlar güler yüz ve tatlı söze meftun olduklarından ve tabiatları gereği gayet ince ve hassas yaratıldıklarından dolayı kötü ve sert muameleler kendilerini pek çabuk incitir.

Kadın gün içinde pek çok farklı işle, çoluk çocukla ilgilendiğinden bazen tahammül gösteremeyebilir. Bu sebeple az çok hırçınlığı, huysuzluğu, titizliği görülebilir. Bu hal kadınlarda tabiidir ve çoğunlukla safiyâne ve art niyetsizdir. Erkek incelik gösterip bu durumu hoş görmeli ve tahammül etmelidir. Bu hususta temkinli davranmak ve sükûnet içinde olmak erkeğe yakışan bir durumdur. Kadınların böyle ufak tefek kusurları olduğunda “pireyi deve yapmayıp” sözü kısa kesmek büyüklüğün ve efendiliğin şanındandır.

Erkek dışarıda ne kadar canı sıkılmış ve sabrı tükenmiş olsa da, eve girerken mutlu ve güler yüzlü bir halde görünmelidir. Dışarıda kırılmış veya öfkelenmiş gönlünü evdekileri haşlayarak teskin etmek yakışıksız bir durum, büyük bir haksızlık ve insafsızlıktır.

Erkek, eşini kendince makul ve güzel bir çizgiye yönlendirmek istiyorsa, fikrinin güzel ve isabetli olduğunu kadına da anlatıp, onun kalbini yeterince ikna ettikten sonra isteğini gerçekleştirmenin yoluna bakmalıdır. Yoksa kadın zorla bir şeyi yerine getirse bile kalben kabullenemez.

Erkek, kadının davranışlarından hoş görmediği şeyleri, sırası geldikçe uygun bir anı kollayarak ârifâne bir üslupla ve edebince anlatmalıdır. Bu hususta aşırıya kaçmamalı ve hatasını yüzüne vurmamalıdır ki eşi kendisine karşı saygısız olmasın.

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy