Aramak

Ne Haldesin?

14. yüzyılın meşhur sûfî âlimi, Şazeliyye tarikatının pîrlerinden İbn Atâullah el-İskenderî kuddise sırruhû “Tâcü’l-Arûs” adlı eserinde şu dikkat çekici uyarıları yapar:

Şayet günahın izleri sende açık olarak görülmeye başlamışsa, hemen Allah’tan yardım iste ve O’na sığın. Dövünüp ağlayarak şöyle dua et: “Allahım! Beni günahın zilletinden itaatin izzetine yönelt.”

Nefsini, seni yenecek şehvetlerle kuvvetlendirdiğin halde mi onunla mücadele etmek istiyorsun? Eğer böyleyse sen gerçekten cahilsin!

Kalp, itaat suyuyla sulanan bir ağaçtır. Bu ağacın meyvesi ise güzel huylardır. Gözün meyvesi gördüklerinden ibret almak, kulağın meyvesi Kur’an dinlemek, dilin meyvesi zikir, el ve ayakların meyvesi ise hayır işlerine koşmaktır.

Kalp ağacı kuruduğunda meyveleri de düşer. Susuzluk şiddetlenirse sen de zikri çoğalt. İlaç kullanmaksızın şifa bulmayı arzu eden hasta gibi olma. Bu hastaya söylenecek söz şudur: “İlaç kullanmadıkça şifaya kavuşamazsın!”

Düşmanla savaşta hiçbir haz ve zevk yoktur. Savaşta sadece mızrakların ucu vardır. O halde sen de nefsinle mücâhedeye giriş. İşte en büyük cihad budur!

Bil ki, evlâdını kaybeden anneye bayram yoktur. Bayram, nefsini ezen kimse içindir. Bayram, ancak dağınıklığını toparlayan kimse içindir.

Senin nefsinle olan durumun; eşini meyhanede bulup (onu bundan men ederek oradan çıkarmak yerine), ona güzel elbiseler ve lezzetli yemekler getiren kimsenin durumuna benzer. İşte sen de nefsin namazı terk ettiğinde ona çeşit çeşit yemekler, tatlılar yediriyorsun.

Büyüklerden biri, gafillerin kalp kokularını almamak için kırk sene cemaate katılmamış. Sen, dünyan için gerekli menfaatleri bildiğin halde, ahiretinin menfaatlerinden nasıl cahil kalabiliyorsun?

Ahirette kendi faydasına olan şeyi bilenle senin durumun şuna benzer: O kişi bir araziye çıkar, gerekli yiyecekleri araştırıp bularak depolar. Sen ise sana faydası olmayacak şeyleri; seni helâk edecek şehvet yılanlarını ve günah akreplerini toplamışsın!

İnsanlar, günü geldiğinde kullanmak üzere ihtiyaç duyacakları yiyecekleri toplarken, senin sana zarar verecek günahları toplaman cehalet olarak sana yeter. Hiç evine zehirli yılan getirip besleyen birini gördün mü? İşte sen bunu yapıyorsun!

Senin için korkulacak en zararlı şey, küçük günahları hafife almandır. Çünkü çoğu defa büyük günahları günahtan sayarak dikkate alıyor ve onlar için tevbe ediyorsun. Küçük günahları ise hafife alıyor ve onlar için tevbe etmiyorsun.

Bu durumda senin halin, bir aslanla karşılaşan kişinin durumuna benzer. Allah Tealâ o kişiyi aslandan kurtarır da sonra karşısına elli kurt çıkar. O kişi bu kurtları aslana nispetle önemsemez, kurtlar da onu öldürüp helâk ederler.

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy