Nereyi İmar Etmeli?
Seyyid Ahmet er-Rifâî kuddise sırruhû “el-Burhânü’l-Müeyyed: Âşıkların Baharı” adlı eserinde şu uyarıları yapar:
Allah hakkı için ben size, “Yollar daraldı,seller sizi alıp götürdü, ihsan kapısından geri çevrildiniz!” demiyorum. Diyorum ki Allah Tealâ yarın kıyamet gününde keremini, ihsanını, lütfunu, fazlını öyle gösterecek ki, şeytan ve zalim kâfirler bile iştahlanacak, ümide kapılacak. Ben size, “Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, hem azabı çetin hem lütfu bol olan O’dur” (Mü’min 3) diyorum.
Öyle ise Cenab-ı Hakk’ın mağfiret kapısına tevbe ile O’nu razı edecek amellerle yaklaşın. Günahları terk ederek Allah Tealâ’nın azap kapısından uzaklaşın. O’nun azamet ve kudretini bilen kişinin korktuğu gibi O’ndan korkun. O’nun lütfuna ve ihsanının genişliğine inanan kimsenin ümidi gibi ümit besleyin. Müminin ümidi korktuğu ölçüdedir; öyle ki ikisi tartılsa biri diğerinden ağır gelmez. Dönüş Allah Tealâ’yadır. Herkes kendi aslına dönecek, ecelini görecek, hesapla karşılaşacak. Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmiştir: “Sizi o topraktan yarattık, yine sizi ona döndüreceğiz hem de sizi ondan bir defa daha çıkaracağız.” (Tâhâ 55)
Şu yediğiniz şeyler, sizin gibilerin bağrına döndüğü topraktan bitti. Onlar da önceden sizin gibi sağlam ve güçlü idiler. Oysa şimdi bu dünyaya hiç gelmemiş gibiler. Yürürken dillere, alınlara, yanaklara, dudaklara basıyoruz. “O halde ibret alın, ey akıl sahipleri!” (Haşr 2)
İşte dünyanın, içindeki evlerin, insanların durumu böyle. Allah aşkına, kişi düşünüp ibret aldıktan sonra dünyaya, onu yurt edinmeye, hiç gitmeyecekmiş gibi onun imarına tamahkârlık edebilir mi? Benim çocuklarıma kalacak bir ev yapmam mı daha iyi, yoksa herkesten ayrılıp başımı toprağa koyduğumda kalacağım bir ev yapmam mı? Süvari ve piyadeleriyle yaptığı şu evi bana bırakan babam mıdır? Allah’a yemin ederim ki hayır! Yüce Mevlâ bana bağışlamış, ihsan etmiş, ikramda bulunmuştur. Allah Tealâ’nın bu ihsanı sadece bana mı mahsus? Allah’a yemin ederim ki hayır! Cenab-ı Hak, dünyayı sevdiğine de sevmediğine verir; ahireti ise yalnızca sevdiğine...
Yüce Allah, babama ev, makam, giyecek ve yiyecek ihsan etti. Aynı şekilde bana, çocuklarıma ve bütün mahlukatına Levh-i Mahfuz’da rızkımızı yazdı. Öyle ise bu boş hayaller peşinden koşmak ve saptıracak yolları tutmak da nedir? Akıllı kimse, Rabbi’nden korkan, nefsini muhasebeye çeken ve ölümden sonrası için amel edendir. Allah Tealâ şöyle buyurur:
“Andolsun Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebur’da da, ‘Yeryüzü iyi kullarıma kalacaktır’ diye yazmıştık.” (Enbiyâ 105)