Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh bir hutbesinde Allah Tealâ’ya hamd, senâ ve Rasul-i Ekrem Efendimiz sallallahu aleyhi veselleme salât ve selamdan sonra şunları söylemiştir: Ey insanlar! Allah’ınmerhametine, O’ndan ittikaetmeye ve O’nu şanına layık biçimde senâ etmeye muhtaç bulunmanız sebebiyle size Allah Tealâ’nın emirlerine sarılmanızı ve O’ndan bağışlanma dilemenizi tavsiye ederim. Şüphesiz ki O günahları çok bağışlayandır. Bilin ki siz Allah Tealâ’nın emirlerine ne kadar ihlâsla sarılırsanız, Rabbinize o kadar itaat etmiş ve hakkınızı o kadar muhafaza etmiş olursunuz. Öyleyse durumunuz elverişliyken yükümlülüklerinizi yerine getirin ve bunu geleceğiniz için bir ganimet kılın ki fakru zaruret ve ihtiyaç içinde bulunduğunuz gün, (önceden) ganimet olarak gönderdiklerinizi tastamam bulabilesiniz. Sonra, sizden önce yaşayıp ölmüş olan insanlar hakkında tefekkürde bulunun. Onlar dün nerede idiler, bugün nerede bulunuyorlar! Yeryüzünde iz bırakan, dünyayı imar eden o hükümdarlar nerede? Onlar ki Allah’ı unuttular ve bu yüzden kendileri de unutuldular. İşte onlar bugün âdeta hiç olmuş durumdalar. “İşte zulmetmeleri sebebiyle çökmüş, ıpıssız kalmış evleri!” (Neml 52) Onlar şimdi kabirlerin karanlıkları içindeler. “Onlardan hiçbirini hissediyor yahut gizli bir sesini olsun işitiyor musun?” (Meryem 98) Ya tanıyıp bildiğiniz arkadaşlarınız, kardeşleriniz şimdi nerede? Onlar şimdi önceden gönderdiklerini elde etmiş, bedbahtlığa ya da saadete ulaşmış durumdalar. Şüphesiz ki yaratılmışların hiçbiri için, Allah Tealâ ile arasında kendisine hayır getiren ve kendisinden bir kötülüğü savuşturan herhangi bir bağ söz konusu değildir. Kişiye hayır getiren ve kendisinden bir kötülüğü savuşturan tek şey vardır: Allah Tealâ’ya itaati ve O’nun emrine ittibası! Sonra cehennem ateşi olan (görünüşte) hayır olanda hayır olmadığı gibi, sonrası cennet olan (görünüşte) şerde de şer yoktur. Allah Tealâ’nın rızası hedeflenerek söylenmemiş hiçbir sözde, Allah yolunda infak edilmemiş hiçbir malda, kabalığı hilmine galip gelmiş kimsede ve Allah yolunda kınayanın kınamasından çekinen kişide hayır yoktur! Bu sözümü söyler ve gerek kendim gerekse sizler için Allah Tealâ’dan bağışlanma dilerim. Yine Hz. Ebû Bekir radıyallahu anh bir diğer hutbesinde halka şöyle hitap etmiştir: Dikkat edin! Her işin bir doyum noktası vardır. Kim o noktaya ulaşmışsa o ona yeter. Kim Allah için bir şey yaparsa Allah ona yeter. Size düşen, işlerinizde ciddiyet ve orta yollu davranmaktır. Zira orta yollu davranmak kişiyi hedefine daha emin bir şekilde ulaştırır. Dikkat edin! İmanı olmayan kimsenin dini de yoktur. Bir şeyi Allah rızası için yapmayan kimseye sevap olmadığı gibi, niyeti olmayan kimsenin de ameli yoktur (Bir ameli işlemeye niyeti olmaksızın yapan kimseye o amelden sevap yoktur). Dikkat edin! Allah’ın Kitabı’nda, Allah yolunda cihad edenler için sevap vaat edilmiştir. Bir kimsenin bu sevabın sadece kendisine mahsus olduğunu düşünmesi doğru değildir. O, Allah Tealâ’nın gösterdiği bir ticarettir ki Allah onunla sizi zillete düşmekten kurtarmış ve hem dünya hem de ahiret şerefini ona bağlamıştır.