Aramak

Takvim

Ayın Takvimi

Berat Kandili

Berat kandili, müslümanlar için bağışlanmaya vesile bir gecedir. Bu geceye bereketli ve feyzi bol bir gece olması sebebiyle “mübarek gece”; günahların affı ve temize çıkarılma sebebiyle “kurtuluş gecesi”; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de “rahmet gecesi” gibi adlar verilmiştir. Bu geceyi ibadet ve taatle geçirmenin büyük mükâfatı vardır. Hz. Âişe radıyallahu anhâ validemiz şöyle anlatır:

“Allah Rasulü bir gece kalktı, namaz kıldı. Namazda secdeyi o kadar uzattı ki vefat etti sandım. Elimle ayağına hafifçe dokundum. Kımıldadı, sevindim. Yerime döndüm. O uzun secdesinde şöyle dua ediyordu:

‘Allahım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyor, senden yine sana sığınıyorum. Şanın yücedir. Sana yaptığım övgüyü, senin kendi zatına yaptığın övgüye denk bulmuyorum. Sana gereği gibi hamd etmekten acizim.’

Biraz sonra başını kaldırdı ve bana; – Bu gece hangi gecedir, Âişe biliyor musun, diye sordu. Ben; – Allah ve O’nun Peygamberi daha iyi bilir, dedim. O şöyle anlattı:

– Bu gece Şaban’ın on beşinci gecesidir. Yüce Allah bu gece af dileyenleri bağışlar. Merhamet iste-yenlere merhamet eder. İçini nefret ve kin bürümüş olanı ise haline bırakır. (Münzirî, et-Tergîb ve’t-Terhîb 2/119)

Bu gecenin diğer bir ismi de “mağfiret gecesi”dir. Fakat hadis-i şeriflerde şu kişilerin mağfiretten istifade edemeyecekleri belirtilir:

  • Allah Tealâ’ya şirk koşanlar,
  • Anne babasına asi olanlar,
  • Komşu ve akrabayla ilişkiyi kesenler,
  • Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenler,
  • İçki içmekte ısrar edenler,
  • Kendini beğenmiş kibirli kimseler.

Berat Gecesi hakkında

Efendimiz aleyhissalâtu vesselam şöyle buyurur:

“Bu gece Şaban’ın on beşinci gecesidir. Allah Tealâ bu gecede Kelboğulları kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları cehennemden kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirli-lerin, anne babasına asi olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz.” (Buhârî, et-Tergîb ve’t-Terhîb 2/118)

RAMAZAN-I ŞERİFİN BAŞLANGICI

1 Ramazan 1441

24 Nisan Cuma

Ve Ramazan-ı Şerif

Her yıl bahar mevsimi gibi gelen Ramazan-ı Şerifle birlikte gönüllerimiz ferahlar, ruhlarımız adeta yeniden hayat bulur. Bu mübarek ay teravih namazlarıyla, sahur bereketiyle, Kur’an-ı Kerim tilavetleriyle, hatimlerle, teheccüd namazlarıyla, iftar heyecanıyla dünya telaşında savrulup giden hayatımıza köklü bir müdahalede bulunur. Dünyaya ara verdirip Cenab-ı Hakk’a yöneltir.

Ramazan orucu müminlerin kurtuluşuna vesiledir. Allah Rasulü aleyhissalâtu vesselam Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Aziz ve Celîl olan Allah buyurdu ki: ‘Oruç hariç, insanın her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim.’ Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet birisi ona söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin. Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Biri iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.” (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)

İki özel ay olan Receb ve Şaban ile hazırlandığımız bu rahmet ayında tuttuğumuz ve tutacağımız oruçlarla hem fert hem de ümmet olarak arınmaya ve büyük bir ihyaya kapı aralıyoruz. Şu hadis-i şerif Ramazan orucundaki büyük ihsanların en açık delilidir:

“Oruçlunun uykusu ibadet, susması tesbihtir. Amellerinin karşılığı kendisine kat kat fazlasıyla verilir. Onun duaları makbul, günahları mağfurdur.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, nr. 23562)

Âlimlerimizin naklettiğine göre Sahabe-i Kiram Efendilerimiz radıyallahu anhüm, altı ay öncesinden Allah Tealâ’ya kendilerini Ramazan ayına ulaştırması için dua ederler, kalan diğer altı ayında ise oruçlarının kabul edilmesi için Yüce Mevlâ’ya yakarırlardı.

Orucun müminlere farz olduğunu bildiren ayette Hak Tealâ mealen şöyle buyurur:

“Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki sakınırsınız.” (Bakara 183)

Rasulullah aleyhis salâtu vesselam Efendimiz, Ramazan ayı ile ilgili şöyle buyurmuştur:

“Ramazan ayı girince şeytanlar ve cinlerin şerli olanları zincire vurulur. Cehennem kapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz. Cennetin kapıları açılır, hiçbiri kapanmaz ve şöyle seslenilir: ‘Ey hayır isteyen kimse, ibadete ve kulluğa gel! Ey şer dileyen, günahlarından vazgeç!’ Allah’ın ateşten azat ettiği kimseler vardır ve Ramazan boyunca bu iş her gece yapılır.” (Tirmizî, Savm 1; İbn Mâce, Sıyam 2)

Berat Kandili

14 Şaban 1441

07 Nisan Salı

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy