11. yüzyılın meşhur âlimi İmam Gazâlî rahmetullahi aleyh “İhyâu Ulûmi’d-Din” adlı eserinde orucun hikmetlerini açıklarken özellikle Ramazan ayında yemenin ölçüsü hakkında şunları söyler:
Helâl yiyecekten de olsa iftar vakti karnını tıka basa doldurmamalısın. Allah Tealâ’ya, helâlden de olsa doldurulan bir mideden daha sevimsiz gelen bir şey yoktur.
Oruç tutan kimse, gündüz kaybettiği gücünü iftarda geri kazanırsa, böyle bir oruçla Allah’ın düşmanı şeytan nasıl yenilir, şehvet nasıl kırılır? Oruç tutan kimse çoğu zaman iftar sofrasını türlü yiyeceklerle donatır. Hatta Ramazan ayına özel yiyecek biriktirme âdeti yayılmıştır. Böylece oruç ayında birkaç aya denk miktarda yemek yenir.
Bilindiği gibi oruçtan maksat, kişinin takvaya kuvvet bulması için bedeni zayıflatmak ve nefsin isteklerini kırmaktır. Mide sabahtan akşama kadar aç bırakılınca yemek arzusu artar ve türlü yiyeceklere içeceklere iştahı kuvvetlenir. Sonra lezzetli yemeklerle iyice doyunca nefsin yeme zevki desteklenmiş olur, kuvveti kat kat artar; istekleri harekete geçer. Öyle ki, oruç öncesi âdeti üzere yiyip içseydi daha sakin kalırdı.
Orucun ruhu ve sırrı, şeytanın kötülüklere yönelmede vasıta olarak kullandığı nefsi terbiye etmektir. Bu da ancak az yiyerek gerçekleşir. Az yemenin ölçüsü, oruçsuz bir akşam ne kadar yeniliyorsa o kadarla yetinmektir. Kişi oruç dışında gündüz yediğini de iftara ekleyerek yerse orucundan bir fayda görmez.
Orucun edeplerinden biri de, gündüz çok uyumamaktır. Kişi çok uyumamalı ki açlığı ve susuzluğu hissetsin, kuvvetinin zayıfladığını fark etsin. O zaman kalbi saf hale gelir. Nefsini her gece bir miktar zayıf düşürmeye devam etmeli ki teheccüd namazı ve virdler kolaylaşsın. Umulur ki böylece şeytan kalbinin etrafında dolaşmaz; böylece göklerin melekûtuna (gayb âleminin sırlarına) bakar.
Kadir gecesi, kalpte melekût âleminden bir şeylerin keşfedildiği gecedir. Allah Tealâ’nın, “Şüphesiz, biz onu Kadir gecesi indirdik”(Kadr 1) ayet-i kerimesinden murat budur. Kim kalbi ile göğsü arasına yiyecek torbasını koyarsa (midesini tıka basa doldurursa) o, bundan perdelenir. Kim de yalnızca midesinin boş kalmasıyla yetinirse, kalbindeki perdenin kalkması için bu yeterli olmaz. Kalp Allah Tealâ’dan başka her şeyden boşalmadıkça bu iş gerçekleşmez. Asıl iş, bütün mesele budur. Fakat hepsinin başlangıcı yemeği azaltmaktır.